top of page
  • Yazarın fotoğrafıSelin Çalışkan

Enfekte Sorunlar



Pandora’nın kutusu açıldı! Zeus, virüsün kulağına fısıldadı... Bu felakette devletlerin sağlık, kamu, eğitim alanındaki politikaları ve küresel işbirliklerinin nelere dayandığı, nelerden etkilendiği ortaya çıktı. Devletlerin yetersizliklerinin yanı sıra biz insanların yabancı düşmanlığı, birbirlerine yönelik şiddeti, milliyetçilik ve ayrımcılığa yönelme eğilimleri de kutunun yanında getirdikleri olarak yeniden karşımıza çıktı.


Kendi can sağlığımızı mı yoksa insanları mı koruyoruz? Belki bu konuda bir kavram karmaşası ya da durum karmaşası içerisindeyiz. Sürecin ifade edilen rakamlar dışında keskin gerçekler getirmediği muhakkak. Bu nedenle, pek çok şeyi yanlış anlamaya yöneltiliyor ya da algılarımızın yönlendirilmesine izin veriyoruz. Beynimizde dolaşıp duran birçok soru işaretleriyle yaşamaya başladık. Bizim için en iyisini düşünen liderleri mi arıyoruz? Devletin ya da küresel güçlerin bizi korumasını mı istiyoruz? Bu soruların neticesinde daha fazla mı yalnızlaşıyoruz?


Felaket bittiğinde sistemin değişeceğinden, küreselleşmenin sona ereceğinden bahsedilirken, güvenden, küresel işbirliğinden yoksun bir dünya düzeninde, insan hayatı daha nasıl değersizleştirilebilir diye düşünüyoruz. Bu bağlamda, Judith Butler (2020), bu kargaşanın sonunda insanların yaşama arzularının her şeyin önüne geçeceği, sorunlu ve sorunsuz hayatlar arasındaki yapay ayrımın yeniden tanımlanacağı bir düzenin meydana gelmesinin oldukça muhtemel olduğunu ifade ediyor.


Buraya kadar doğrusal bir çizgide ilerleyen mantığımız, kadınlar, çocuklar, işsiz kalan insanlar ve her şeye rağmen işe gitmek zorunda olanlar, göçmenler ve yerinden edilen insanlar konusunda ne düşünüyor? Birlikte şarkılar söylüyoruz, birlikte alkışlıyoruz, paylaşımları merakla bekliyoruz, kamu spotlarına uyuyor, paylaşmaya devam ediyoruz. Peki, paylaşamadıklarımız? Sabun veya suya erişemeyen insanları görüp duyuyor muyuz? Bu sorunları kriz zamanlarında mı fark ediyoruz yoksa insani eylemlerin ulaşabildiği anlarda mı?


Tüm bunlar yaşanırken savaşlar, çatışmalar devam ediyor. Birleşmiş Milletler’in dünyadaki çatışmalara ateşkes çağrısı yapması -yeni sorunlar doğana kadar- belki bir umut ışığı olabilirdi ancak görünen o ki değişen hiçbir şey yok...


Kriz anlarından en çok etkilenen kesimin toplumun dezavantajlı kesimleri olduğunu unutmamalıyız ve yalnızca salgın değil sorunların da birbiriyle enfekte olduğunun farkına varmalıyız. Tüm bu karmaşa sona ererken, Pandora’nın kutusu kapanırken belki tek kazancımız insani değerlerimizin artması umudu. Akıl ve bilim ışığında, en yüksek dirençle geleceğe ulaşmak umuduyla.

68 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page