top of page
  • Yazarın fotoğrafıEditör

Çağlar Kurç yazdı: COVID-19 Sonrasında Savunma Sanayi

Güncelleme tarihi: 1 May 2020

Çağlar Kurç / Ankara


COVID-19 salgını kaçınılmaz olarak küresel silah üretimini de etkilemiştir. Savunma sanayinin kendine has dinamiklerinden dolayı, salgının silah üretimindeki etkileri ana müşterinin ekonomik gücü ve şirketlerin büyüklükleriyle doğru orantılı olarak farklılık göstermektedir.


Çin, İtalya, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerdeki savunma şirketleri, salgının etkilerini şimdilik üretimlerine ara vermek ya da yavaşlatmak zorunda kalarak hissettiler. Özellikle ABD’deki büyük firmalar, henüz ekonomik sıkıntı yaşamasalar da küçük firmalar, Pentagon’un aldığı önlemlere rağmen, nakit akışında sıkıntılar yaşamaya başladılar. Şimdilik birçok ülkedeki savunma sanayi şirketi, içinde bulunduğumuz belirsizlik dönemini atlatabilmek için çareler arıyor ve salgın geçtikten sonra eskiye dönülmesini umut ediyor olsa da COVID-19 sonrasındaki savunma piyasasının nasıl şekilleneceğine dair ilk işaretler çoktan ortaya çıktı.


Birleşik Krallık, COVID-19 sonrasındaki dönemde savunma tedariğinde kendilerini zor kararların beklediğini belirtirken, Güney Kore salgının yarattığı ekonomik sorunları azaltmak için savunma bütçesinden 738 milyon doları “acil afet yardım fonuna” aktardığını duyurdu. Önümüzdeki dönemde ABD, Rusya, Almanya ve daha birçok ülke salgının ekonomik etkilerini azaltmak için savunma bütçesinde kesintiler yapması, dolayısıyla küresel silah harcamalarında hatırı sayılır bir azalma görmemiz muhtemeldir. Bu durum, 1990’larda gördüğümüze benzer bir sürecin yeniden başlamasına yol açabilir.



Genel hatlarıyla COVID-19 sonrası küresel silah üretiminde ortaya çıkması muhtemel eğilimler şunlardır:


1- Yerel pazarların daralması, proje iptalleri ve savunma sanayi hedeflerinin ertelenmesi


Savunma bütçelerinin azalması, savunma piyasasının da daralması anlamına gelir. Piyasanın daralmasının etkileri ülkelerin ekonomik güçlerine ve şirketlerin büyüklüklerine göre farklılıklar gösterecektir. Piyasa daralmasının en sert etkisini Türkiye ve Güney Kore gibi gelişmekte olan savunma sanayileri hissedeceklerdir. Savunma bütçesindeki azalış kaçınılmaz olarak bazı projelerin ertelenmesine, hatta iptal edilmesine yol açacaktır. İptal edilen projeler kaçınılmaz olarak yerlileşme ve kendi kendine yeterlilik hedeflerinin aksamasına, belli bir süre dondurulmasına neden olacaktır. Bu dönem içerisinde hükümetler savunma sanayi kabiliyetlerini her alanda geliştirmektense, öncelikli olarak belirledikleri alanlara yönelerek savunma sanayinin sağlıklı kalmasını hedefleyeceklerdir. Gelişmekte olan savunma sanayilerinin asıl hedefi kabiliyetleri korumak olacaktır.

2- Yeni bir konsolidasyon sürecinin başlaması


Azalan savunma bütçesi ve daralan yerel piyasa, savunma şirketleri üzerinde finansal sıkıntılar doğuracaktır. Savunma şirketleri bu dönemi öz kaynaklarına dayanarak ve/veya sivil sektöre, özellikle de sağlık sektörüne, geçiş yaparak atlatmaya çalışacaklardır. Şirketlerin kaynaklarının genişliği ve kabiliyetlerinin derinliği tek başlarına ayakta durabilme kabiliyetlerini belirleyecektir. Daha sınırlı kaynaklarla çalışan şirketler için ise çözüm yolu birleşmeler ve satın almalardan geçecektir. Bu süreci şirketlerin kendileri başlatabilecekleri gibi, hükümetler tarafından da desteklenebilir. Böylelikle savunma piyasasında faaliyet gösteren şirket sayısı azalırken, üretim kabiliyetleri tutulmuş olacaktır.

3- Uluslararası iş birliğinin artması


Daralan her yerel piyasa, savunma şirketlerini dış pazara yönlendirecektir. Avrupa’daki büyük şirketler, Airbus, Leonardo, Thales, BAE System, halihazırda büyük Avrupa piyasasının kurulması için gerek kendi hükümetlerine gerekse de Avrupa Birliği seviyesinde lobi faaliyetlerinde bulunuyorlar. COVID-19 sonrası dönemde daralan piyasada büyük firmalar daha fazla pazar payı için bastırmaya başlayacakları gibi var olmaya çalışan orta ve küçük ölçekli şirketler de bu şirketlerin üretim ağlarına daha fazla entegre olmaya çalışacaklardır. Ortak savunma projeleri hem azalan savunma bütçelerinin daha verimli kullanılmasını sağlayacak hem de şirketlerin üretim kapasitelerini korumalarına yardımcı olacaktır. Bu durum sadece Avrupa’yla da sınırlı olmayacaktır. Savunma bütçelerinin daha verimli kullanılması, silahların birim fiyatının düşürülmesi ve üretim kabiliyetlerinin korunması için birçok bölgesel ortak projenin ortaya çıkmasını bekleyebiliriz. Ortak projeler üzerinden kurulan şirket evlilikleri ya da ortak girişimler, küresel silah üretim ağlarını daha iç içe geçen ve karşılıklı bağımlılığı arttıran bir yapıyı ortaya çıkaracaktır.


Sonuç olarak, COVID-19 sonrası küresel savunma üretim ilişkilerinde küreselleşme ikinci baharını yaşamaya başlayabilir ve birçok ülke kendi kendine yeterlilik hedefinden sınırlı otonomi politikasına dönüp entegrasyonu kucaklayabilir.


401 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page