20 Kasım akşamı, Gelecek Araştırmaları Enstitüsü olarak Ankara Sanayi Odası’nın desteğiyle organize ettiğimiz Gelecek Konuşmaları etkinliğimizi gerçekleştirdik. Değerli konuşmacılarımız ve katılımcılarımızla “Paranın Geleceği”ni ele aldık.
Konferansımız, BKM Strateji ve Bilgi Yönetimi’nden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cenk Temiz’in “Takastan Dijitale Paranın Hikâyesi” sunumuyla başladı.
Öne çıkan notları şöyle sıralayabiliriz:
Tarihte ilk para MÖ 7. yy’de basıldı.
Dünyanın ilk büyük darphanesi, Fatih Sultan Mehmed’in emriyle 1463 yılında İstanbul’da kuruldu.
Avrupa’da ilk temassız kart kullanımı, 2006’da KGS ile Türkiye’de gerçekleşti.
Dünyanın ilk ulusal cüzdanı BKM Exspress’tir.
Türkiye kart sayısında Avrupa’da birinci sıraya yükseldi.
Türkiye, 2007 yılında Avrupa’da Chip & Pin’e geçen ilk 3 ülkeden biridir.
2017’de dünya nüfusunun %85’i 3G, %50’si 4G kapsamında olacak.
Dünya’da 4.5 milyar, Türkiye’de 60 milyon akıllı telefon var.
2019’da akıllı telefonların %75’i NFC uyumlu ve yarım milyar insan NFC kullanıyor olacak.
Artık Facebook, Snapchat gibi sosyal ağlar üzerinden para gönderilebiliyor.
Kerv, dünyanın ilk temassız ödeme yapma özelliği olan akıllı yüzüğü.
Alipay, selfie ile ödeme imkanı sunuyor.
Cenk Bey’in konuşmasının ardından, ACT Venture Partners Yönetici Ortağı Erhan Z. Kılıçözlü’nün sunumuyla devam ettik.
Erhan Bey’in konuşmasında şu notlar öne çıktı:
Paranın geleceğini tartışmak için finansal sistemin bugün nasıl işlediğini ve geleceğini tartışmak lâzım.
Para; sikkeden kağıda, kredi kartından şimdi de cep telefonunuzu okutmakla transfer edilecek bir birim sadece.
Epeydir ‘kağıtsız’ elektronik ortamda işlemlerimizi yapıyoruz. Bu da artarak devam edecek.
Bence daha ilginç olan paradan ziyâde finansal sistemin ve güvenli liman olan Dolar’ın geleceği.
Balon ve krizlerden oluşan bir sistemimiz var. Belli aralıklardaki krizlere rağmen insanlık hızla ilerliyor.
Finansal sistem, girişimci insanları tatmin edecek şekilde tasarlanmış.
Acaba devletler üstü bir para birimi ve onu destekleyen disiplinli bir sistem yaratabilir mi insanlık?
ABD Doları, rezerve kur olarak İngiliz Sterlini’nin tahtına oturmuştu. O dönemde iki dünya savaşı gördük. ABD hala güçlü; nükleer silahlara sahip, Asya ve Ortadoğu’ya hükmediyor ama diğer ülkeler de güçlendi.
Devletlerin elini uzatamayacağı, bulutta saklı, altın veya döviz ile desteklenmeyen bir kura ihtiyacımız var.
Yeni para birimi “Trust (TST)” üzerinde düşünmeliyiz.
İki sunumun ve soru-cevap kısmının tamamlanmasıyla sıra pizza arasına geldi. :)
Konferansın 2. oturumu Yoğurt Bilgi Teknolojileri Kurucu ve CEO’su Cemil Şinasi Türün’ün “Paranın Geleceği Bitcoin’de mi?” sunumuyla başladı.
Cemil Bey’in, Türkiye’nin sahip olduğu avantajlarından bahsettiği konuşmasından notlar şöyle:
Bitcoin’in merkezî kontrolü yok.
Bitcoin, değeri açık pazarda belirlenen bir çeşit dövizdir.
Bitcoin’in şu an yatırım aracı özelliği ön planda, platin gibi.
Bitcoin’in gündelik hayatta kullanımı sınırlı.
Bitcoin ABD’de ‘currency - akçe’ olarak kabul edilmezken Avrupa’da ediliyor.
Genel inanışın aksine Bitcoin’le ilgili tüm hareketler kayıt altına alınıyor.
Bitcoin’in toplam miktarı 4.5 milyar dolar civarında.
Bitcoin çiftliklerinin kontrolü Çin’in elinde.
Bitcoin hareketleri, merkezi kontrol olmadığı için, vergi dışı.Bitcoin, bankaların korktuğu bir teknoloji.
Bitcoin’in altyapısı olan blockchain, geleceğimizi etkileyecek önemli bir teknoloji.
Vadeli çek, önemli bir icadımızdır ve esasen blockchain’in analog versiyonudur.
Bitcoin trenini kaçırdık ama daha önemli bir konu olan blockchain teknolojisi üzerine çalışmalıyız.
Dünya para sistemi büyük bir kriz içinde, dolar üzerinde adeta 3. Dünya Savaşı yaşanıyor. Çareyi Bitcoin’de görenler var.
Türkiye için alternatifler, başka ülkelere göre daha fazla. Parada inovasyon için en uygun coğrafyadayız.
Yeni dijital ticaret mekanizmaları bulmalıyız. Vergi konusunu da sakince yeniden düşünmeliyiz.
Enformatik paranın, vergisi de enformatik olacaktır.
Türkiye olarak bu alanda avantajlıyız, bu fırsatı mutlaka değerlendirmeliyiz.
Yeni dönemde dijital Amerikan Doları ile tanışabiliriz.
Son konuşmacımız TEB Dijital Bankacılık Sorumlusu Nazım Erdoğan, “Yeni Nesil Finans” başlıklı sunumunda şunlardan bahsetti:
Müşteriler teknolojiye daha hızlı adapte oluyorlar.
İş modelleri değişti: En büyük medya şirketi Facebook, içerik üretmiyor. En büyük yemek zinciri yemeksepeti.com’un restoranı yok. En büyük taksi şirketi Uber’in kendine ait aracı yok.
Bazı ülkelerde yasaklansa da Uber çoğu yerde yasal olarak kendini kabul ettirdi.
Dijitalleşmeyen şirketler oyunu kaybediyor. S&P 500 şirketlerinin 1960’lardaki yaşam süresi 60 yıl iken, bugün 10 yıla düştü. 10 yıl sonra, bugünkü Fortune 500 şirketlerinin %40’ının olmayacağı öngörülüyor.
5 yıllık WhatsApp, Türkiye’nin en değerli 3 şirketine eşit! (WhatsApp’ın 900+ milyon kullanıcısı var, her gün ortalama 1 milyon yeni üye katılıyor.)
Sadece Alibaba.com’dan yılda 13 milyar adet ürün satılıyor!
Dijital, artık tamamlayıcı değil ana iş haline geldi. Güçlü müşteri talebi, şirketleri iş modellerini dijitalleştirmeye zorluyor.
Türkiye, dijitalleşme sürecine hızlı adapte oldu.
Dijitalleşen müşterilerin davranışları değişiyor, bu değişim bankaları da etkiliyor: Mobil ve ATM sayesinde artık şubeye gitmeğe gerek kalmıyor.
Müşteri talebinin dışında, bankanın iç dinamikleri de dijital bankacılığı zorunlu kılıyor.
Finansal ihtiyaçlarda akla gelen tek çözüm bankalar değil.
Finansal kurum seçimlerinde iyi deneyim öne çıkıyor.
Müşteriler, canlı yardım ve sosyal medyadan daha hızlı hizmet alacaklarına inanıyorlar.
Önümüzdeki dönemde, hayatımıza giren yeni trendler (bulut bilişim, 3B yazıcılar, giyilebilir teknoloji, yapay zeka vb.) dijital dönüşümü hızlandıracak.
Dijital dünya, kendi ihtiyaçlarına uygun para birimi de üretti.
Paranın dijitalleşmesi ile dijital devrim hız kazanacak.
Sağlık, ev, eşyalar ve hatta araba dijitalleşiyor.
Sürücüsüz araçlarla otomotiv sektöründe rekabetin şekli değişiyor. 2020’de yollardaki sürücüsüz araç sayısının %134’lük artışla 10 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.
Periscope kanalımızdan canlı yayınladığımız etkinliğimizde paranın gelecekte nasıl bir şekle evrileceğini, Türkiye olarak neler yapabileceğimizi, diğer devletlerin bu konuya nasıl yaklaştığını, yeni dijital para birimlerinin hukuki altyapılarını ve parayı değiştiren teknolojik ve beraberinde getirdiği sosyolojik trendleri etraflıca değerlendirmeğe çalıştık.
Bu etkinlikten:
Türkiye’nin dijital para ve bankacılık kullanım motivasyonu en yüksek ülke olduğu,
Dijital Para tarafında ciddi avantajlarımız olduğu ve bunları doğru stratejilerle değerlendirmemiz gerektiği,
Dijital Dönüşümün profesyonel ve toplumsal hayatı çok hızlı değiştirdiği bu süreci, daha bilinçli ve planlı bir şekilde sürdürmek zorunda olduğumuz
sonuçlarını çıkarabiliriz.
Etkinlik videolarına YouTube kanalımızdan ulaşabilirsiniz:
Bu da etkinliğimizi özetleyen infografik:
Etkinliğimize katılan konuşmacılarımız ve misafirlerimiz, Ankara Sanayi Odası’nın güçlü desteği; bizi yeni etkinlikler düzenleme noktasında motive etti. Destek veren, katkı sunan herkese teşekkür ederiz.
Bir sonraki etkinliğimizin konusunu, “Doğadan Öğrenme” olarak belirledik.
Kaydınızı şimdiden yaptırın ;) http://bit.ly/1Nj9kdE
Görüşmek üzere.
Commentaires